Kitap Adı:
KENTİN MUCİDİ MEZOPOTAMYA

Yazar: Gwendolyn LEICK

Tür: Tarih      


Sen, Şamaş, sen her şeyin ışığısın (S.242)

Neredeyiz biz? Bu dağa kimler baktı bizden önce, kimlerin gözü taşlarında gezindi? Bu toprağı kimler ekti önceleri? Kimler baktı bizimle aynı göğe? Mesela ilk kim Fırat’a ağını attı?

Kosmosdaki yerimiz, mekânımız bu topraklarda, her vakit yakıcı Güneşin altında gezinen bu insanlar kim? Nereden ve neden geldiler? İki ırmağın arasında dua ettiler, yıldızları seyredip, evrene savaş açtılar. Israrla kentler yaptılar. Tanrılarına ve kendilerine evler yaptılar. Savaşmadıklarında yüksek duvarlar ördüler. İnatla kentte kaldılar, kentte öldüler.

Bu kitap, bu ilk kentlerle ilgili. Bu soruların ancak bir kısmının yanıtı var, gerisi düş gücü. Gılgamış’ın kentinden Asaubanipal’e, Sanherib’ten Esarhaddon’a, Şamaş’tan Marduk’a egemenlerin, tanrıların ve savaşların kuş bakışı anlatımı. Özne ise kentler. Kente göre Mezopotamya. Surlar yapılıyor, surlar yıkılıyor. Tapınak yapılıyor, istilacılar tanrı anıtını kaçırıyor. Irmak sürekli yatak değiştiriyor. Dağdakiler ovadakilere huzur vermiyor. Her şey akıyor ırmaklar gibi. Kentler kentlerin üzerine kuruluyor, her kent kendi enkazı üzerine imar ediliyor. Lapis lazuli taştan süsler, anıtlar, İnanna’nın kudretli kocaları, öfkeli trajik tanrılar, yıkılan, yağmalanan kentler, kaygıları bir türlü yatışmayan Esarhaddon, coğrafyanın bitmek bilmeyen ağıtları.

İnsan kosmostaki yerini yitirdiğinde zamanda ve mekânda salınmaya başlıyor. Mit, tarihe dönüşüyor, tarih ise oyun alanına. Oysa bildiklerimiz var. Hakikati sevenler bilinebilir olanın peşine düşer, bilinmeyenin payıdır düş gücü. Eksik parçaları tamamlar düş. Ancak kanıt geldiğinde yerini kanıta bırakmak koşuluyla. Bu kitap kentin doğumuna ilişkin bilinenleri aktarırken edebi bir keyifle okunuyor. Kentler hakkındaki bilgi montaj masasında ustalıkla birleştiriliyor, kaynak yerleri özenle traşlanıyor ve bütünsel bir metin çıkıyor ortada. Bize gerisini düşle tamamlamak kalıyor: İlk kim akıl etti kentte yaşamayı? İlk kim kentini surla çevirdi?

Çeviri Tigris gibi akışkan. Metnin en zor çevrilen yerleri antik metinler olsa gerek. Gılgamış’tan alışık olduğumuz sesi duyuyoruz buralarda. Bu metni bizimle buluşturduğu için Ekin Duru’ya teşekkür ederim.

Budala Mişkin
Künye:
Çeviri: 
Ekin Duru
Özgün adı: Mesopotamia: The Invention of the City

Yayınevi: Say Yayınları

Baskı: 2019 - İstanbul  / 1. baskı

Sayfa sayısı: 408